Bugün sizler ile paylaşacağım ve kendim için sürekli dönüp okuyabileceğim bir içerik olsun istedim :).
Konumuz biraz astronomik biraz insanların bencilliği ve kibirleri hakkında ben bu içeriği her okuduğumda nasıl biri olmak istediğimi bana tekrar hatırlatan bir cümle ve sizlerle bunu paylaşmak istedim. 5 Eylül 1977 yılında dünyadan Voyager 1 isimli bir uzay sondası güneş sistemimizin dışına çıkmak ve bize resimler iletebilmek için gönderildi. 6 milyar kilometre uzaktan bize dünyanın bir resim ilettiğinde 1990 yılında ünlü astronom Carl Sagan bizlere öyle birşeyden bahsettiki adeta tüm egoyu ve kibiri yıkan insanı sarsıp kendine getiren bir cümle.
Şu noktaya tekrar bakın. Orası evimiz. O biziz. Sevdiğiniz ve tanıdığınız, adını duyduğunuz, yaşayan ve ölmüş olan herkes onun üzerinde bulunuyor. Tüm neşemizin ve kederimizin toplamı,ideoloji ve iktisat öğretisi; insanlık tarihi boyunca yaşayan her avcı ve toplayıcı, her kahraman ve korkak, her medeniyet kurucusu ve yıkıcısı, her kral ve çiftçi, her aşık çift, her anne ve baba, umut dolu çocuk, mucit, kâşif, ahlak hocası, her süperstar, her “yüce önder”, her aziz ve günahkâr onun üzerinde – bir günışığı huzmesinin üzerinde asılı duran o toz zerresinde. Carl Sagan
Bu cümleyi her okuduğumda adeta kendime geliyorum durup tekrar düşünüyorum adeta dünyada bazı şeyleri ne kadar anlamsız yapıldığından adeta yapılan savaşlar gibi sanki küçük çocukların kavgalarına benziyor ancak sonucu insanların hayatlarının sonuna neden oluyor. O yüzden bu cümleyi sizlerde okuyun ve durup şöyle bir düşünün.